mizahgastesi bardak
Haber

Asla Ağlamam Diyenleri Bile Gözyaşlarına Boğacak En Dramatik 5 Film

Kimi zaman ağlamaya yer arar sinirimizi, stresimizi bir film bahanesiyle atarız, ağladıkça açılırız. Kimi zaman da ben öyle kolay kolay ağlamam der yine bir sahneye içerler hüngür hüngür ağlarız. Yeter ki o sahneler bize hayattan kesitler sunsun. Biz ağlamaya hazırız. Sizde hazırsanız iyi seyirler…

5. Yeşil Yol (2000)

Oldukça iri yarı biri adam olan John Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahkûm olmuştur. Ürkütücü görünümünün aksine oldukça ince ve karmaşık bir iç dünyası olan Coffey, bazı doğaüstü güçlere sahiptir. Hapishanenin infaz odası baş gardiyanı Paul Edgecomb’un ona gerçekten suçlu olup olmadığını sorması ile birlikte aralarında bir diyalog başlar. Hasta olan Edgecomb’un Coffey’in güçleri sayesinde iyileşmesiyle olaylar gelişmeye başlar. Coffey, doğaüstü gücü sayesinde kendi içine çektiği hastalıkları ağzından serbest bırakarak hayatına devam edebilmektedir. Edgecomb’in, Coffey’in bu gücünün farkına varmasıyla Coffey’e olan düşünceleri tamamen değişmeye başlar. Coffey bu gücü sayesinde mucizeler yaratmaktadır ve Edgecomb bu mucizenin yaşamaya devam etmesi gerektiğini düşünmektedir.

4. Schindler’ in Listesi (1994)

Schindler’in Listesi, Oskar Schindler adlı bir Alman iş insanının 2. Dünya Savaşı zamanında Polonya’da kurduğu fabrikada Yahudi işçileri çalıştırması ve bu sayede 1100 Yahudi’nin hayatını kurtarmasını konu alıyor. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan film, ünlü yönetmen Steven Spielberg’in en önemli yapıtları arasında sayılan ve ona Oscar kazandıran bir yapımdır. Film, 1994 yılında 12 dalda Oscar’a aday olmuş ve 7 dalda ödül kazanmıştı. Filmin kazandığı Oscar’lar şöyle: En İyi Film, Yönetmen, Kurgu, Sanat Yönetmeni, Görüntü, Özgün Müzik ve Senaryo Uyarlaması.

3. Gizli Dünya (2015)

24 yaşındaki Joy, 7 yıl önce Old Nick dediği bir adam tarafından kaçırılmış ve o günden bu yana evinin arkasındaki küçücük bir kulübede Jack ile tutsak olarak yaşamaktadır. Old Nick’in devamlı tecavüzlerine maruz kalan Joy, bu 7 yılın son 5’ini, Nick tecavüzleri sonucu doğan oğlu Jack ile geçirmiştir. Gerçek dünyayı hiç bilmeyen oğlunu burada idare etmeye çalışsa da bir gün gerçek dünyayı da tanıması gerektiğini düşünür. Bu hapis hayatından bin bir güçlükle kaçarak ailesinin yanına sığınan Joy için şimdi bir başka zorlu sınav başlayacaktır. Gerçek hayatla hiç karşılaşmamış Jack’i yepyeni bir hayata adapte edebilmek, aynı zamanda kendi hayatına da kaldığı yerden devam edebilmek..

2. Umudunu Kaybetme (2007)

Chris Gardner, iki yakasını bir araya getirmeye çalışan bir aile babasıdır. Ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen, beş yaşındaki oğlu Christopher’ın annesi maddi zorlukların yarattığı sıkıntılar yüzünden gücü ve sabrı kalmamış vaziyettedir. Artık dayanamayacağını anlayınca, istemeye istemeye evi terk eder… Artık bekar bir baba olan Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almasa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılırlar ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet; geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar. Çektiği sıkıntılara rağmen, Chris, babalık görevini son derece özenle yerine getirir. Kendisine , belkide tek güvenen kişi olan oğlunun güvenini ve sevgisini kendine kalkan olarak kullanan Chris, tüm engellerin üstesinden gelir.

1. My Name Is Khan (2010)

Asperger hastası olan Rızvan Khan, annesinin ölümü sonrası Amerika’ya kardeşinin yanına taşınır. Müslüman olan Khan, burada hem dul hem de Hindu dinine mensup Mandira adındaki kadınla birbirlerine aşık olurlar. Bir çeşit Otizm hastası olan Khan, iletişim problemleriyle, sürekli tekrarlayan hareketleriyle yaşamak zorundadır. Aşk engel tanımaz ve Khan ile Mandira evlenir. Ancak yolunda gitmeyen şeyler vardır. Mandira’’nın oğlu Khan soy isminden dolayı raşist kesimler tarafından öldürülür. Bu olay üzerine Mandira , Khan’dan ayrılır ve Amerika başkanına terörist olmadığını söylerse döneceğini söyler. Khan ne yapıp eder, dönemin başkanı Obama’ya ulaşır ve ‘Benim adım Khan ve ben bir terörist değilim’ der. Film konusu itibariyle oldukça etkileyici ancak durumu daha da etkileyici kılan bir şey varsa o da Khan’ın muhteşem performansıdır. Zaman zaman göz yaşlarımıza hakim olamayacağımız kadar dramatik olan filmin verdiği mesajlar da fazlasıyla anlamlı. İnsanların din, dil, ırk sebebiyle öldürülebildiği gibi gerçekleri beyaz perdeye aktaran filmde aynı zamanda engelli bir bireyin neler yapabileceği de gözler önüne seriliyor.

Cem Yılmaz, Hepsiburada Reklam Filminde!

önceki yazı

Gülerken Ağlatan Dizi Yapmışlar: “Komedi Dizilerinde Ağlatan Sahneler”

Sonraki Yazı

Yorumlar

Yoruma Kapalı.