mizahgastesi bardak
İnceleme

En Gerçekçi ve En Eğlenceli Tarih Dizisi: Seksenler

80’lerde doğduysanız bu diziyi izlemişsinizdir. Hem de bu dizinin baş karakterlerinden birisi olmuşsunuzdur. 80’lerde doğmadıysanız bu diziyi izlemişsinizdir. Hem de bu dizinin baş karakterlerini gerçek hayatta görmüşsünüzdür. Eğer gerçekten güldüğünüz bir an varsa 80’lerde de buna gerçekten gülünmüştür. Çünkü dönem itibariyle gerçeklik vardı. Kimse olmadığı biri gibi olmaya çalışmıyordu. Biz de TV izlerken gerçekten olan şeyler görüyor olmayı özlemişiz. Bu nedenle en gerçekçi ve en eğlenceli tarih dizisi Seksenler, hikayesiyle bizi sıcacık ortamına çekiyor.

Tarih Dizisi ya da Tarih Yolculuğu

Belki çok da uzun olmayan bir geçmiş olduğu ve bizden bir hikaye barındırdığı için bu diziyi çok çabuk içselleştirebildik. Gerçekten yaşanılan gerçek insanların hikayelerinden izliyoruz diziyi. 80’ler darbesini gördüğümüz zaman içimizde yine aynı korkuyla doluyor. O dönemden bir çaycıyı gördüğümüz zaman içimiz yine aynı çayın sıcaklığıyla yumuşuyor. O İspanyol paça pantolonları, pantolonun içine geçirilmiş renkli gömlekleri, şık ve zarif elbiseleri gördüğümüz zaman içimizden yine gardolabımızı o elbiselerle donatmak geçiyor. Seksenler’i gördüğümüzde, “biz bu hale nasıl geldik?”diyoruz. Geçmişimizi görüyoruz.

Geleneksel Mahalle Yapısı

Seksenlerin bir özelliği de geleneklerden beslenmesidir. Henüz komşuluğun devam ettiği yıllar olduğunu görüyoruz. Muhtaç olana yardımın gecenin karanlığında yapıldığını, kimsenin kusurlarıyla dalga geçilmediğini görüyoruz. Mahallenin en az aile kadar önemli olduğunu, esnafın en güvenilir komşu olduğunu, suça ve suçluya taviz verilmediğini görüyoruz. Kişisel gelişimin toplumsal gelişimle var olabileceğini görüyoruz. Çünkü her mahalle bir ülkenin atardamarlarıdır.

Orta Halli Bir Aile

Biz diziyi izlerken aslında Fehmi(Rasim Öztekin) ve Rukiye(Özlem Türkad)’nin üç çocuklu ve bir yeğenli ailesine misafir oluyoruz. Fehmi’nin icatlara kapalı olduğu yenilikten korktuğunu anlayabiliyoruz. Bu aslında yenilikten korkmak değil de eskiyi korumak için bir çaba. Rukiye’nin ise SSK’ya verdiği değerin ise bir güvencenin önemini bizi gösteriyor. Babadan korkulan ve babayla konuşmanın tercih edilmediği dönemlerden olan 80’lerde annenin bir görevi de çocuklarla baba arasında köprü kurmaktır. Aslında bu aileden olan o kadar çok insan var ki…

Neden Seviyoruz?

Çünkü özlüyoruz. Çünkü o dönemin izlerini taşıyoruz. Çünkü farkın farkındayız. Eğer orta halli bir ailede yaşıyorsanız bu diziyle aranızda çok fazla ortak nokta bulabilirsiniz. Ev telefonlarının yeni yeni yayılmaya başladığı bir dönemden sadece 40 yıl sonra nasıl da herkesin cebinde bilgisayar taşıdığına şaşırmamanız için hiçbir sebep yok. 80’lerde birçok şey yaşandı. Banyo kazanlı evlerde yakılan kitaplarla temizlenen insanlar vardı. Aşk; iki kelimeyle değil, iki dudağın arasından çıkan her heceyle hayat buluyordu. O dönemde yaşamak iyi ya da kötü olabilir. Kişiden kişiye değişebilir. Amma ve lakin o dönemin izleriyle bugün bulunduğumuzu unutmamak gerekiyor. İşte bu nedenle tekrar belirtmek istiyoruz. En eğlenceli ve en gerçekçi tarih dizisi Seksenler, en eğlendiğimiz ve en gerçek olduğumuz zamanlar da 80’lerdir.

Mustafa Sercan Aydın
İçerik Editörü / TDK Amiri

Nihal Yalçın ve Tülin Özen’li Kısa Film Yara’dan Fragman Yayınlandı

önceki yazı

Düşük Bütçelerle Çekilmiş En Kârlı Filmler

Sonraki Yazı

Yorumlar

Yoruma Kapalı.