Eski İmam’ın İkinci Polisiyesi: Hesabım Var

Daha önceden İtirazım Var filmini izlemeyip, Hesabım Var kitabını okumadıysanız bu yazımız ağır spoiler içerir! Dikkatli olunuz!

Konusu

Selman Bulut, filmde izlediğimiz olaylar silsilesinin ardından imamlıktan istifa etmiş ve tek bileziği olan sazını kullanarak bir pavyonda işe girmiştir. Kızı ise katil sevgilisinin gidişiyle aklını yitirmiş ve hastaneye yatırılmıştır. Komiser Cihan ise filmdeki cinayet olayını çözmesi nedeniyle kafayı Selman Bulut’a takmıştır. Sürekli onun çalıştığı pavyona gelip içmekte, sağı solu dağıtmaktadır. Pek oralı olmayan Selman Bulut ise iş arkadaşları ve Efrahim’le birlikte ekmeğinin peşindedir. Lakin komiser Cihan’ın sapıttığı bir gece, iş arkadaşlarından Buse evinin penceresinden aşağıya Mahsun Naçar’ın lüks otomobilinin üstüne çakılıverir. Yine olaylar silsilesi Selman Bulut için kaldığı yerden devam eder.

Değerlendirme

Öncelikle kitabı okumak isteyenler için tekrar hatırlatalım, kitabı iyi anlamak için İtirazım Var filmini izlemeniz gerekmekte. Bu uyarımızı yaptıktan sonra kitabımıza geçelim. Filmin devamı olduğu için ilk filme bakmamız lazım (onunla ilgili incelememize şuradan ulaşabilirsiniz). Selman Bulut ya da şöyle söylesek daha iyi olur sanırım İmam Selman Bulut farklı bir profilde bir karakter. Sözleri, laf arasında ufak latifeleri ile bunu bizlere göstermekte. Hal böyle olunca ister istemez filmdeki esrarla birlikte Selman Bulut’un tepkilerini ve davranışlarını da merak ediyoruz. Özellikle filmin son sahneleri “Sherlock b.k yesin reyizz” dedirtiyor. Filmi izledikten sonra istisnasız bir yükseliyorsunuz. O gazla “dur bi de kitaba devam edeyim” diyorsunuz. Kısaca ‘Kitap, filmin devamı oldurulmuş!’ desek herhalde yanılmayız. Çünkü kitap içerisinde öyle olaylar geçiyor ki ‘yuh, yoh artık!’ tepkisini sesli bir şekilde veriyorsunuz.

Özellikle ilk filmden dolayı kafamızda bir cool Selman havası varken bu adam kitapta (artık yalnızlık ne kadar başına vurduysa 🙂 ) gazeteye mektup yazıp bir aday ile eşleştirilmek istiyor. Olaylar ilk başta karışık gelse de kitabın 3.çeyreğinden itibaren tüm sır perdeleri çözümlenmeye başlıyor. Gizem ve polisiye severler için bu güzel bir nokta. Bir de şu noktasını es geçemeyiz; her ne kadar filme nazaran sönük kalsa da filmde boş kalan noktaları ve soru işaretlerini tamamlamayı Onur Ünlü es geçmemiş. Özellikle pandemi nedeniyle gelen hafta sonu yasaklarında vakit geçirmek adına okunası bir kitap. Ancak dediğimiz gibi romanlarda gerçeklik arayanlar için bazı noktalar uymayabilir bunun da altını çizmiş olalım. Genele vurursak filmin pek yakınından geçmese de okunabilecek, bitirildiği zaman pişman olunmayacak bir roman karşımıza çıkmakta.