Yazan 
Netflix’in yeni dizisi Bir Başkadır, bir bomba gibi düştü. Biz de bu şaheser dizide Öykü Karayel’in hayat verdiği Meryem karakterini inceledik. Dizide Meryem’i ilk olarak gündelikçi olarak çalıştığı evde görüyoruz. Meryem psikiyatri seanslarında sürekli olduğunu öğreneceğimiz bayılmalarından birini yaşıyor ve Meryem’le birlikte bir sene öncesine gidiyoruz. Bir önceki sahnedeki mekânın aksine mütevazı denecek bir tarzda döşenmiş sade bir odada Meryem ve Psikiyatrist Peri’nin konuşmalarını dinliyoruz. Berkun Oya seyirciyi, tabiri caizse futboldaki on ikinci adam yerine koyuyor. Elimizde kamera var ve biz gizlice insanların hayatlarını kaydediyoruz hissine kapılıyoruz.
***Bu yazı ağır bir şekilde spoiler içermektedir!
Meryem Nasıl Bir İnsan?
Konuşmalardan anladığımız kadarıyla Meryem’in Peri’nin sorduğu kişisel sorulara verecek bir cevabı yok, o Meryem’den önce Yasin’in kardeşi, yeğenlerinin halası, yengesiyle bütün gününü geçiren herhangi biri; yeğenini okuldan alması gereken biri, abisinin dediklerini yapması gereken biri, yengesine göz kulak olması gereken biri gündelikçi olarak gittiği evi toplaması gereken biri. Meryem’in kişiliğine dair ilk ışığı Psikiyatrist Peri’nin Sinan karakteri üzerine gitmesiyle alıyoruz. Meryem’in dizide dediği gibi Peri, lafı evirip çevirip istediği yere yani Sinan’a getirince herkes gibi olan Meryem heyecanlı, endişeli, kendine ait duyguları olan özel birine dönüşüyor. Dizinin Meryem karakteri üzerinde durduğu noktalardan biri de genç bir kadın olan Meryem’e bugüne kadar kimsenin özel hissettirmediği.
Hem Herkes, Hem de Hiç Kimse
Abisiyle kurmaya çalıştığı diyaloglarda ‘’İnsan yerine koyup konuşuyorum’’ duyuyor. Mahallece sevip büyük saygı duydukları hocaları ona herkese anlattığı hikayeleri anlatıyor. Psikiyatrist Peri’yle olan seanslarında Peri, onu dinlemesinin vazifesi olduğunu söyleyince bozuluyor. Sevdiği adama her gün elleriyle o seviyor diye yaptığı portakallı keki başka bir kadın yiyor. Aslında o birisi için özel olmak istiyor çünkü Meryem aslında dizide hem herkes hem de hiç kimse.
Meryem ile Peri
Dizide birbirlerinden çok farklı sosyal, eğitim ve ekonomik sınıfları yansıttığını gördüğümüz Peri ve Meryem ilişkisinde de ipler her ne kadar psikiyatrist Peri’de gibi görünse de aslında Meryem’in elinde. Konuşmalarından, yaptığı çıkarımlarından, psikiyatrist Peri’nin konuyu nereye getirmek istediğini anında anlamasından aslında çok zeki olduğunu anladığımız Meryem’in kendi ailesinden birine ‘’cahil cesareti’’ yakıştırmasını yapması, kendini bilmesi ve bundan emin olması, kendini kalburüstü sınıf diye nitelendirdiğimiz Peri’de bir özgüven eksikliği yarattığını görüyoruz. Yogaya, pilatese büyük zaman ayıran, yaşlanma korkusuyla kremlere servetler döken Peri’nin aksine Meryem’in duru güzelliği var. Senelerdir doğru bir adam bulup yalnızlıktan kurtulmak isteyen Peri’nin arkasından psikolog olan arkadaşı Gülbin; ‘’Senelerdir tanıyorum bir tane adam görmedim yanında’’ derken Meryem aksine sevmeyi ve sevilmeyi biliyor. En ufak bir ilgi kırıntısına bile tutunacak heyecanda olan Meryem’in aslında kibirden uzak, saf bir sevgiyle, açığını yüze vurmadan seven biri olduğunu Hilmi’nin yırtık çorabını görünce ona bir çift çorap hediye etmesinden anlayabiliyoruz.
Meryem ile Sinan
Meryem, ilk seanslarda Peri’nin aşık olmuş dediği Sinan’a aslında aşık değil; ona büyük bir hayranlık duyuyor. Sinan ise etrafındaki, dizinin ilerleyen bölümlerinde annesiyle olan sorunlarından ileri geldiğini tahmin edebileceğimiz, kadın eksikliğini evine gelen her kadını kendisinde kalmaya ikna etmeye çalışarak doldurmak istiyor. Meryem’in aslında Sinan’ın hayatında bir anne figürü canlandırdığını fark etmek biz dikkatli seyirciler için zor olmuyor. Çünkü Meryem gerçekten de Sinan’dan bahsederken sanki çocuğuymuş gibi sevdiği kekten, evi hınzır bir şekilde dağıtmasından ve dağınıklığından tatlı tatlı şikayet ediyor.
Hilmi ile Sinan
Sinan’a karşı bastırdığı duygularının dışa vurumu olarak tabak tabak yaptığı keki ise Sinan’ın eve çağırdığı, Meryem’in hayran olduğu oyuncu bir kadın yiyor. Meryem, aslında Sinan Bey’in evinde görünce heyecandan dilinin tutulduğu ünlü oyuncu Melisa’ya her hafta haberi olmadan kek yapıyor. Sadece bu detay bile bize hayatın bir yüzünün ıslak bir taş olduğunu gösteriyor. Dizide Sinan’ın attığı taşın kuru yüzü hep Meryem’e denk gelmiş. Meryem’in gerçek duygular hissettiğini gördüğümüz Hilmi ise köyde sohbetler düzenleyen, düşünmeyi, konuşmayı seven, candan biri. Meryem’i ilk görüşünde aklı başından giden Hilmi dizide Sinan karakterinin zıttı olarak karşımıza çıkıyor. Bulundukları sosyal sınıfın aksine kalpleriyle de iki farklı erkek Hilmi ve Sinan. Dizide Meryem’i gerçekten düşünen, fikirlerine önem veren, ona değer veren tek insan Hilmi. Meryem diğerlerinin yanında kendine abi, abla, hala, evlat gibi roller giyinmişken Hilmi’nin yanında kendisi olabiliyor. Belki de yediği her çikolatada Didem Mamak’ın dediği gibi; Yazgısını yaldızlı bir çokomel kâğıdı gibi düzeltmek isteyen Meryem, yine aynı kâğıdın içinde çok sevdiği bir yüzük buluyor, yazgısını beraber düzelteceği insanı artık Sinan olarak değil, ilgisini canlı kanlı yanında gördüğü Hilmi olarak görüyor.
Berkun Oya Etkisi
Berkun Oya’nın diğer yapımlarında bastırılan duyguyu yansıtmak için seçtiği bir yol olan oyun havası, Bir Başkadır ’da da karşımıza çıkıyor. Meryem hayattaki sevinçlerini, heyecanlarını, korkularını aslında bu yaşına kadar hep bastırmış bir karakter. Bundandır ki bir aile faciasının ortasında bile bu olayla başa çıkabilmek için arabada oyun havası açıp oynayabiliyor. Ya da fırsatını bulduğunda Peri’yle seanslara devam edebilmek için gerçeği anlatmak yerine bu durumu gizleyip ailecek büyük saygı duydukları hocaya yalan söyleyebiliyor. Bu durumdan hareketler evlilikle ilgili ortamlarda, düğünlerde, nişanlarda hatta televizyonda evlilik programı izlerken bile bayılmasının sebebi de evlilik korkusu adı altında ortaya çıkan bastırılmış cinsellik çıkarımını yapmak işten bile değil.
Yorumlar