mizahgastesi bardak
Blu TVDijital Platformİnceleme

Saygı Dizisinde İzleyemediğimiz Bir Adam: Ercüment Çözer

Son yıllarda BluTV dizilerini fazlasıyla beğeniyor ve tüketmeye devam ediyoruz. Özellikle yayınladığı orijinal yapımlar, Pavyon belgeseli, Alef gibi yapımlardan sonra platform kalite çizgisini fazlasıyla yukarıya taşıdı. Yarım Kalan Aşklar gibi bir yapımla da bizi adeta 90’ların sonunda izlediğimiz kaliteli diziler gibi bir diziyle karşılaştırdılar. Biz de Ercüment Çözer’li ya da Çözer’siz Saygı dizisini sizin için inceledik.

***Bu yazı hafif de olsa spoiler içermektedir!***

Bir Geri Dönüş

Behzat Ç. serisinin kitaplarını hayranlıkla okumuş, tüm bölümleri baştan sonra bilmem kaç kere izlemiş, ilk 3 sezonda seyirciye sunulan Ercüment Çözer ve Memduh Başgan karakterlerine bayılmış ve son Behzat Ç. sezonunu dikkatle izlemiş birisi olarak; Saygı dizisini büyük bir heyecanla bekledim. Son Behzat Ç. sezonu biter bitmez Ezhel şarkısı eşliğinde bir Saygı projesi tanıtımı yapılmıştı. Tüm bunlar beni bir seyirci olarak o kadar heyecanlandırmıştı ki; eski Ercü sahnelerini yeniden izlemeye başlamıştım.

Öncelikle yapılan tanıtımlar, Ekin Beril Ercüment şarkısı klibi, toplumda SAYGI‘nın vurgulanması gibi konu başlıklarını gördüğümde; gerçek bir Ercüment Çözer hikayesinin geldiğini hissettim. Ancak ilk bölümlerde böyle bir hava yaratılsa da, ilerleyen bölümlerde biz seyircilerin özellikle izlemek istediği olgudan kaçınıldığını gördüm.

Ercüment Çözer’i Aradık

Daha sert, biraz daha yüksek prodüksiyonlu, senaryo ve diyalog açısından daha frekansı yüksek bir yapım beklerdim. Helen ve Savaş karakterleri ile bir derdim elbette yok. Ancak Ercüment Çözer’in geçmişine odaklanmaktan kaçınan, büyük düşmanlarla uğraşan, Memduh Başgan’ın olduğu bir yapım ne yazık ki göremedik. Konu Ercüment’in hikayesinden çok Helen ve Savaş’ın hikayesi gibi seyirciye sunuldu. Bu durum da; Ercüment Çözer hikayesi bekleyen insanları diziden kopardı. Bu hikayeye hakim olmayan kişiler ise Ercüment Çözer hikayesinden haberdar olamadan sezon bitti.

İlk sezon elbette giriş sezonu olarak düşünülen, tüm hikayenin temeli olarak aktarılan bir sezon olarak karşımıza çıktı. Bir sonraki sezonda Helen karakteri Ercüment ile birlikte büyük bir yol alabilir, Savaş orada kapalı kalabilir ve bir iç çatışma, yan hikaye yaratılabilir. Ya da Savaş karakteri de ekibe katılır ve büyük hesaplaşmalar içinde geçen yeni bir ekip, yeni bir sezon izleriz. Her 2 durumda da Savaş ailesinden uzakta olduğu için bir iç çatışmayla karşılaşır ve iyi bir dramatik hikaye izleyebiliriz.

Geçmiş sezonlarda insanların Behzat Ç. dizisinde yer alan her karakteri sevmesinin tek bir nedeni vardı. O da; tüm olaylar dönerken karakterlerin özel hayatlarından kesitler izlememiz, onları daha yakından tanımamızdı. Örneğin; Behzat Ç. 78. bölüm. Tüm kaygılardan uzak, karakterlerin özel hayatlarına girdiğimiz, onların dertlerine ortak olduğumuz bir bölüm.

Behzat Ç. Son Sezon vs. Saygı

Son Behzat Ç. sezonuna veya Saygı dizisine gelelim. Her ikisinde de karakterlerin yaşam alanlarından uzak, sadece amaçları uğruna hareket ettikleri bölümler var. Helen ve Savaş’ı yakından tanıyor gibi gözüküyoruz ama sadece intikam işlerine nasıl itildiklerini, kırılma anlarını görüyoruz. Örneğin Savaş’ın toplu taşımada tartıştığı adam; Savaş’ın hikayesine odaklanmaktan çok, Savaş’ın bu işlere bulaşmasında tetikleyici unsur olarak karşımıza çıkıyor. Diğer yandan Ercüment’i biraz daha yakından tanımak, onun işlerine daha fazla odaklanmak istesek de, geçmişi ile ilgili bilgiler karşımıza çıkıyor.

Saygı Bir Spin-Off

Helen ve Savaş karakterlerinden daha çok Ercüment’in ön planda olduğu, saygıyı Ercü’den duyduğum, Memduh Başgan’ın olduğu, Erkan Can’ın daha fazla yer aldığı bir dizi görmek isterdim. Sonuçta bu dizi bir spin-off ve tüm heyecanımla Ercü karakterini izlemeyi bekledim. Elbette Helen ve Savaş karakterlerinin hayatlarına odaklanacağız. Ancak benim derdim; onların kişisel hikayelerinin Ercüment’in hikayelerinin önüne geçmiş olması. Buna kendim bile inanmak istemesem de, Ercüment sezon sonunda ölecek ve tüm iş Savaş ve Helen karakterlerine kalacak gibi şeyler de düşünmedim değil.

Ercü Nerede?

Bu dizi ilk duyurulduğunda dizinin neden Ankara’da geçmediği sorulmuştu. BluTV yetkilileri de Ercüment’in asıl mekanının İstanbul olduğunu söylemişlerdi. Dizi bir İstanbul hikayesi olacaksa, Kıbrıs’ta bile iş çözen, Pembo ve Gorbaçov gibi adamları olan bir Ercü görmeyi her seyirci ister. Ercü’nün saygı çerçevesinde ortaya koyduğu ciddiyeti kıran, seyirciye bazı anlarda nefes aldıran bir tane karakter yok. Sonuçta Ercü; tek taraflı rus ruleti oynayan, karşısındaki adam yerine rus ruletinde kendisine sıkacak kadar psikopat ve ağır bir karakter. Ercüment’i gerçek bir lider, yanında da Ercüment hikayesini besleyen karakterler olmalıydı.

Elbette diziyi sevdim. Elbette Savaş ve Helen karakteri ile bir sorunum yok. Hatta Boran Kuzum karakterlerini oldukça seven bir kişiyim. Ancak gelecek sezonlarda Ercü’nün gerçek bir Ercü olduğu, Helen ve Savaş’ın yan hikayelerle öyküyü beslediği, Saygı’nın Ercü tarafından dile getirildiği bir dizi izlemek istiyorum. Memduh Başgan‘ın olmadığı bir Ercü, Alex’i elinden alınmış bir Fenerbahçe, Fatih Terim’den yoksun bir Galatasaray, Sergen’in atmadığı şampiyonluğun gelmediği bir Beşiktaş gibidir. Memduh Başgan olmadan seyir zevki olmaz.

BluTV işlerini seven, Saygı’yı merakla bekleyen, Ercüment karakterine bayılan birisi olarak düşüncelerimi aktarmaya çalıştım. Yine de güzel bir sezondu. Yeni sezonların daha saygılı gelmesi dileğiyle. Saygılar bizden.

Süleyman Dindar
metin yazar, içerik üretir.

Kesinlikle Okunması Gereken 5 Mizah Kitabı

önceki yazı

Anti Kahramanları Neden Daha Çok Seviyoruz?

Sonraki Yazı

Yorumlar

Yoruma Kapalı.