mizahgastesi bardak
Derleme

Sinemanın Kilometre Taşları Olan İkonik Filmler

İkonik kelime anlamıyla; geleneksel, döneminin sembolü olmuş, temsil edebilecek görsel tanımlamayı ifade eder. Sinema da bize yıllar boyunca epeyce ikonik film verdi. Bazılarının inanılmaz bir eğlence değeri vardı, bazıları o zamanlar teknolojinin sınırlarını zorladı ve bir başka grup, topluma anlam olarak bir eleştiri katmanı eklemeye çalıştı. Tarihte bir döneme çok bağlı oldukları için genellikle en kötü yaşlanan son gruptur. Ama bu ikonik filmlerden bazılarının bugün hâlâ gerçekçiliğini koruduğunu olduğunu biliyoruz. Hadi bir bakalım! 

Can Dostum

Yönetmenleri: Olivier Nakache, Eric Toledano (2011)

İnsanlar arasında ırk ve servetten daha büyük ayırıcı faktörlerin olmadığı bir zamanda geçen gerçek bir hikayeye dayanan zengin beyaz engelli bir kişi, bakıcısı olması için fakir bir siyahi işe alır. Toplum sizden bu farklılıkların üstesinden gelinemeyeceğine inanmanızı ne kadar istiyorsa da, arkadaşlığın insanlar arasındaki tüm farklılıkların üstesinden nasıl gelebileceğine dair harika bir hikaye…

Terminatör 

Yönetmen: James Cameron  (1984) 

Terminatör hikayesinde her zaman geri dönen tek gerçek faktör, insanların teknolojiye çok fazla güvenerek kendi geri dönüşlerini yaratmalarıdır. Bir yapay zekanın bulutta depolamaya çok istekli olduğumuz tüm bu değerli verilere her zaman erişebilmemiz için ne kadar kötüye gideceğini hayal edin. Arnold Schwarzenegger ile bütünleşmiş bir karakter. Kendisinden sonra tekrarları çekilen film Schwarzenegger olmadan bir hiç.

Rambo İlk Kan

Yönetmen: Ted Kotcheff (1982)

Savaşın psikolojik hasarını Rambo: İlk Kan’dan daha iyi anlatan bir film yok Ne yazık ki Rambo serisinin geri kalanı o kadar iyi değil ama ilk film, yani ilk kan kesinlikle izlemeye değer. Savaşlar farklı olabilir, ancak verilen hasar hemen hemen aynı. Rambo, Sylvester Stallone‘nin unutulmaz karakterlerinden biri olarak hafızalardaki yerini koruyor.

Geçmişin Gölgesinde (American History X)

Yönetmen: Tony Kaye (1998)

Babasının uyuşturucu satıcısı bir siyahi tarafından öldürülmesinden sonra Derek (Edward Norton) faşist bir çetenin önemli bir üyesi haline gelmiştir. Babasının ölümünün intikamını bu örgütün kendileri gibi olmayanlara karşı yaptığı saldırılar ve tacizlerle almaya çalışan Derek, bir gün arabasını çalmaya çalışan iki siyahiyi öldürür ve hapse girer. Irkçılık her zaman aptalca bir şey olacak, bu yüzden bu film sonsuza dek ikonik olacak! 

Uğur Bakım
Detay Ustası / Tarantino Reis

Ölümüyle Hepimizi Yasa Boğan Dizi Karakterleri

önceki yazı

BluTV’de Yer Alan 5 Kaliteli Belgesel

Sonraki Yazı

Yorumlar

Yoruma Kapalı.