80’ler herşeyin abartılı, renkli, iddalı olduğu zamanlardı ve etkisi sinemaya da yansıdı.Şimdi izleyip etkilenmememiz veya gülmemiz olası, ama o zamanlar içimize korku saldıkları bir gerçekti. İşte 80 yılları derinden etkileyen o kült korku filmleri.
The Thing
Oldukça karanlık, iyi düşünülmüş senaryosuyla en başarılı filmlerden sayılan The Thing’i ve 2011 yılında çekilen hikayenin öncesini anlatan film sırasıyla izlerseniz daha da keyifli ve korkutucu olacak.
Christine
Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanan film, Christine isimli arabanın sahibini etkilemesini, sahiplenmesini ve dehşet saçmaya başlamasını anlatıyor.
The Lost Boys
Aslında 10-12 yaşlarda çocuklarla çekilecekken başroldeki Kiefer Sutherland‘ın önerisiyle gençlerle yeniden yaratılan hikâye, alıştığımız vampir klişelerini en 80’ler haliyle sunuyor.
Angel Heart
Bir dedektifin, bir şarkıcının izini sürmesi için tutulmasından sonra yaşanan beklenmedik olayları anlatan filmin başrollerini Mickey Rourke ve Robert De Niro paylaşıyor.
Pet Sematary
Yeni taşındıkları kasabada kötü olaylar yaşayan bir ailenin hikâyesi ne kadar korkunç olabilir? Stephen King’in çocukluk anılarından ilham alarak yazdığı bu roman uyarlaması yeterince korkunç!
Fright Night
Mahalleye yeni taşınan komşumuz vampir çıksa ne yapardınız? Yine doya doya 80’ler izleyebileceğimiz bir vampir hikâyesi, üstelik özel efektler de yılına göre fazlasıyla inandırıcı!
Little Shop of Horrors
Çiçekçide çalışıp sürekli ezilen kahramanımız bir gün bulduğu tohumu eker. Büyümeye başlayan bitki insan yemeye başlayınca olaylar gelişir!
Beetlejuice
Tim Burton‘ın hem korkunç hem komik filmi oldukça popüler ama tekrar tekrar izlenebilecek kadar da keyifli bir hayalet hikâyesi. Hayalet bir çift, gotik bir kız ve Beetlejuice; nostalji yapmaya değer!
The Shining
Psikolojik gerilimin kültleşmiş örneklerinden olan film de, Stephen King ve Stanley Kubrick‘in buluşmasını izliyoruz. Dolayısıyla kaç kere izlenirse izlensin her seferinde germeyi başarıyor.
Yorumlar