mizahgastesi bardak
Derleme

Uyarlandığı Kitapları Gölgede Bırakan 5 Kitap Uyarlaması Film

Günlük hayatın telaşı içerisinde pek çok etkinliğe zaman ayıramıyoruz, bunlardan biri de zaten birçok insanın zaman ayırmadığı ya da ayıramadığı kitap okumak. Bazı film üreticileri bu derdimize bir nebze de olsa çözüm buluyor diyebiliriz, çünkü neredeyse sinema tarihinin başından beri, birçok edebiyat uyarlaması film karşımıza çıkıyor. Kitap uyarlaması film denince birçoğunun hem okuyucuyu hem de izleyicisini hayal kırıklığına uğrattığı söyleniyor. Bu filmler arasında okuyucusunu ve izleyicisini oldukça mutlu eden örnekler de bulunmakta. Kitap okumayı çok seven insanlar dahil, artık her şeyin çok hızlı aktığı bir zamanda, ya okumaya vakit ayıramıyor ya da zihnimizi daha az zorlayacak ve birçok imgenin hazır olarak önümüze sunulduğu filmlere yöneliyoruz. Hatta karikatürler için bile durum çok farklı değil. Oldukça beğeni toplayan edebiyat uyarlaması filmlerin farklı türlerinden birkaçını sizin için derledik.

5- Sapık (Psycho)

Hitchcok sinemasını sevenlerin, aslında herkesin bildiği, duyduğu, bu kitap uyarlaması film, gerilim-psikoloji türünü sevenlerin listelerinde üst sıralarda yer almakta. Yönetmenin, psikolojik bir bozukluğu ustalıkla işlediği bu filmi izlerken hem filmin tüyler ürperten jeneriği hem de kasvetli havasının da etkisiyle oldukça gerilebilirsiniz. Eğer sinema analizlerine çok yatkın veya psikolojiyle yakından ilgili değilseniz filme özenle yerleştirilmiş alt metinleri ve birçok unsuru, dikkatli bir izlemeyle hatta defalarca izlemeyle veya analizlerini okuyarak fark edebilirsiniz. Türünü başarıyla temsil eden “Psycho” uyarlandığı kitabı gölgede bırakan filmler arasına girmeye de hak kazanıyor diyebiliriz.

4- Guguk Kuşu (One Flew Over The Cuckoo’s Nest)

Guguk Kuşu için; sadece uyarlandığı kitabı değil yönetmenini de gölgede bırakan bir film demek pek de yanlış olmaz sanırım. Yönetmen Milos Forman‘ın en etkileyici filmi demek biraz iddialı olabilir fakat Guguk Kuşu, yönetmenin en duyulan filmlerinden biri diyebiliriz. Filmde; hapishanede yatmamak için akıl hastası taklidi yapan bir adamın hem kendi yaşamına hem de akıl hastanesindeki hastaların yaşamına tanıklık ediyoruz. Jack Nicholson‘ın canlandırdığı kural tanımaz karakteri ve onun hastalarla kurduğu ilişki, filmi seyirciye sevdiren unsurlardan biri. Filmi izledikten sonra, bu ilginç insanların yaşamlarını, delilik ve akıl kavramlarını sorgulamamak neredeyse imkansızlaşıyor.

3- Dövüş Kulübü (Fight Club)

Sinemayla yakından, uzaktan ilgilenen hemen herkesin bildiği film, Chuck Palahniuk’un aynı adlı kitabından uyarlanmıştır. Film; oyuncu kadrosu, etkileyici hikayesi ve ilginç kurgusuyla oldukça beğenilmiş ve popülerleşmiştir. David Fincher‘ın yönetmenlikteki ustalığını bir kez daha gösterdiği film, seyircilerine, o yıllarda pek örneği görülmemiş bir deneyim yaşatmakla kalmıyor. Adeta insanın bir süre kendine gelememesine de yol açıyor diyebiliriz. Bir filmin kadrosunda başarılı ve yıldız oyuncular bulunması, büyük avantaj sağlayan bir unsurdur. Bir de bu oyunculukların, filmin sarsıcı senaryosu ile birleşmesi, filmin kült bir yapıma dönüşmesine oldukça katkı sağlamıştır.

2- Bir Rüya İçin Ağıt (Requiem for a Dream)

Madde bağımlılığını etkileyici bir şekilde anlatan bu filmi izledikten sonra bir süre koltuğunuzdan kalkamıyorsunuz. Genellikle gerilim filmlerinin ilgi çekmek için kullandığı “filmi izledikten sonra yerinizden kalkamayacaksınız” klişesi aslında bu film için oldukça geçerli. Üstelik film, bunu doğaüstü öğelerle değil hayatın gerçekliğiyle yapıyor. Filmde birbiriyle bağlantılı birkaç hikayeyi ve karakteri ayrı ayrı görüyoruz ama oldukça etkileyici kurgusuyla bunu filme bağlanarak izliyoruz. Film ilginç bir şekilde izleyicisini hikayeye hem uzaktan baktırıyor hem de hikayenin tam ortasına alıyor. Para, aşk, yaşlılık, bağımlılık ve bağlılık kavramlarını, etkileyici jeneriğiyle ve hikayesiyle birleştiren bu film, kitap uyarlaması film denince akla ilk gelenlerden biri.

1- Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society)

Listemizin son sırasında yer alan Peter Weir‘in Nancy H. Kleinbaum’un aynı adlı kitabından uyarlanan bu filmi, içerisinde yer alan üzücü yan hikayelerine rağmen sıcak ve samimi havasıyla listemizdeki diğer filmlerden biraz daha farklı. Robin Williams‘ın sevimli yüzüyle birleşen idealist ve sempatik öğretmen karakteri belki de birçok izleyicisinin edebiyatı sevmesine sebep olmuştur. Hem ailelerinin hem de okullarının oldukça baskıcı ve belli kalıplarla sınırlandırdığı lise öğrencilerinin bakış açıları, okula yeni gelen edebiyat öğretmeniyle değişmeye başlıyor. Eğitim hakkında ilham ve cesaret veren bu filmi hem eğitmenlerin hem de öğrencilerin kesinlikle izlemesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Jinda Zilan Kılıç
Sinema Yetkilisi / Kült Film Savunucusu

    ‘Aşk Çağırırsan Gelir’ Filminden Fragman Yayınlandı

    önceki yazı

    Mahallemizin Dostu Olan Yapım: Örümcek Adam Serisi

    Sonraki Yazı

    Yorumlar

    Yoruma Kapalı.