mizahgastesi bardak
İncelemeKÖŞE

Karagöz Hacivat’tan Zeki İle Metin’e, Oradan İşler Güçler’e

Karagöz ve Hacivat’tan Ahmet Kural ve Murat Cemcir’e kadar geçen uzun zaman diliminde değişen bağlama ve gündelik yaşama rağmen komik algısının benzer oluşu, mizahın içerik olarak “değişken”, yapısal olarak “durağan” olduğunu gösterir. Mizah, benzer kültürler ve aynı bağlamı paylaşan insanlar arasında ortak bir dil sağlamakta ancak bu bağlamın dışında kalanlar için anlamını yitirmektedir. Çalışmada örnek olarak seçili tiplemelerin temel benzerlikleri ikili zıtlıklar üzerinden mizah yapmalarıdır. Örnek ikililerde komik algısı, genellikle söz ve hareket komiğine dayalı olarak ilerlerken toplum içindeki aksaklıklar ve sorunlar mizahi bir dille gündeme taşınmaktadır.

Geleneksel Türk tiyatrosunun temelini oluşturan bu ikililerin ilerleyen süreçte değişim ve dönüşüm geçirerek yerlerini farklı kültür aktörlerine bırakmıştır. Örneğin, Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun birçok oyununda Zeki-Metin ikilisi Karagöz ve Hacivat’ın benzer özelliklerini taşımaktadır. Örnek olarak Aşk Olsun oyununun giriş bölümünde Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın atıştığı, Metin Akpınar’ın kaçarak perdenin gerisine saklandığı görülmektedir. Zeki Alasya’nın ise onu geri çağırışı Karagöz oyunundaki “Karagöz indirme” sahnesine benzemekte ve diyalogları Hacivat- Karagöz’ü çağrıştırır.

Karagöz ve Hacivat’ın özelliklerini tiyatronun yanı sıra sinemada da görmek mümkündür. Şabanoğlu Şaban filminde Kemal Sunal, Halit Akçatepe ve Şener Şen diyaloğunda dişi konuşan ve erkek konuşan[1] oldukça belirgindir. Filmin giriş sahnesinde cephede iki asker olarak görülen Şaban ve Ramazan’ın diyalogları tıpkı Karagöz ve Hacivat diyaloglarını yansıtmaktadır:

            Ramazan: Hakkını helal et Şaban.
            Şaban: Harola yolculuğa mı çıkıyorsun?
            R: Görmüyor musun hücuma kalktık, kaderde belki şehit olmak da var.

            Ş: Ben şimdi şehit mi olacam?
            R: İnşallah.
            Ş: İnşallah.

Tiyatro ve sinemadan farklı bir bağlam olan dizilerde de ikili mizah tiplerinin izlerini sürmek mümkündür. Söz konusu örnekler arasında son dönemin popüler dizilerinden İşler Güçler ve Kardeş Payı dizileri de bulunmaktadır. Her iki dizinin başrollerini Ahmet Kural ve Murat Cemcir paylaşmaktadır. Bu karakterlerin de ikili tip olmanın yanı sıra, dizilerin kurgularının da geleneksel mizah anlayışı üzerinden biçimlendiği, söz ve hareket komikliklerinin anlaşılmasında alt metinler oldukça önemlidir. Örneğin İşler Güçler dizisinde Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Sadi Celil Cengiz televizyon sektöründe tutunmaya çalışan üç arkadaş olarak kendi kimliklerini canlandırır. Onların televizyonda tutunma çabaları, tıpkı Karagöz’ün iş arayışı, Kavuklu’nun mahalledeki sorunlara kendince çözümler buluşu gibi bir başka bağlamın sorunlarını dile getirmekte ve bu bağlamdaki ilişkilerin yozlaşmasını mizahi bir dille eleştirmektedir.

Bahsettiğimiz ikilinin geleneksel Türk tiyatrosuna atıf yapmalarının yanı sıra, zaman zaman da Zeki-Metin ikilisini taklit ediyor olmaları dikkat çekicidir. Örneğin, Ahmet Kural’ın yeni arabasını gören Murat Cemcir’in “Himmet Abi, bana da üç gapılı araba alacağın değ mi?” repliğinden sonra Ahmet Kural’ın “9998, 9999, 10000” biçiminde sayışı Köyden İndim Şehre filminin diyaloglarını taklit etmeleri açısından önem taşır.

Ahmet-Murat ikilisinin diğer dizisi Kardeş Payı’nda iki kardeşi canlandıran oyuncularda yine geleneksel mizah anlayışı hakimdir. Dizinin bağlamı da geleneksel Türk tiyatrosunun temel bağlamlarından biri olan “mahalle”dir. Dizinin ilerleyen bölümlerinde gerek yapılan sakarlıklar, gerek mahalleliyi korkutmaya çalışırken dayak yemeleri geleneksel Türk tiyatrosundaki Tuzsuz Deli Bekir tiplemesini anımsatır. Bir başka olarak, ikilinin konuşmalarındaki dil sürçmesiyle başlayan ve espriye dönüşen diyaloglar geleneksel mizah anlayışını yansıtması bakımından önemlidir. Böylece bağlamsal ve kurgusal değişikliklere rağmen mizah üslubu, günümüz mizah türlerinin alt metinlerinde bugüne aktarılmaya devam etmektedir. Böylelikle geleneksel Türk tiyatrosu, kabare tiyatrosu, Türk sineması ve Türk dizilerinden hareketle halk mizah tipleri ve onların zaman içindeki değişim ve dönüşümleri görmek mümkündür.

Kaynakça:

Basat, E. M. (2016). İşsiz Karagöz’den İşler Güçler’e Halk Mizah Tiplerinin Dönüşümü. H. Kuruoğlu, & M. Boz içinde, Medya ve Mizah. (s.151-166).Ankara: Nobel.


[1] And’a göre dişi konuşan, karşısındakine nükte yapma fırsatı verir; erkek konuşan ise buna karşılık cevap veren, laf yetiştiren kişidir. (A.g.e. s. 153)

Hayatın Vazgeçilmez Gerçeği: Büyümekle İlgili Filmler

önceki yazı

Dünya’nın Her Geçen Gün Yaklaştığı Hikâye: Wall-E

Sonraki Yazı

Yorumlar

Yoruma Kapalı.