Türk sinemasında bazı unutulmaz çiftler vardır ki onların aşkı yaşayış biçimlerine oldukça imreniriz. Türk sinemasının en duygusal, en yoğun hislerini yaşatan bu unutulmaz çiftlerden 5 tanesini sizin için derledik. Listemizde yer veremediğimiz daha birçok çift olduğunu da belirtmek isteriz. İşte Türk sinemasına isimlerini kırmızı gülle yazmış 5 unutulmaz çift.
5. Perran Kutman&Şevket Altuğ
Perihan Abla dizisiyle gönüllere taht kurmuş bu çifti unutmak imkansız. Yıllar sonra tekrar bir araya geldiklerinde bile yine gönlümüzde bir kıvılcım hissetmemize neden olan çiftin bize aşkı anlatmaları için tek bir fotoğraf karesi bile yeterli. 74 bölümlük beraberliklerinin üzerine 74 cilt kitap yazılır da hiçbiri o aşkı ifade etmeye yetmez.
4. Hülya Koçyiğit&Kartal Tibet
“Masumane nasıl oynanır?” sorusuna tüm içtenliğiyle cevap veren çiftin oyunculuklarından ileriye geçmiş duyguları vardır ki filmi izlerken görüntü olarak bu çiftin silüetini bile görsek yeterlidir. 3 harflik bir duygunun tüm yoğunluğunu kalbimizde, beynimizde ve hatta ruhumuzda hissettiğimiz filmler izleten çiftin konuşmalarından öte suskunlukları çok şey anlattı.
3. Gülşen Bubikoğlu&Tarık Akan
Çift, Ah Nerede filmiyle hafızalara kazınmıştı. Türkiye’nin o zamanlardaki en yakışıklı erkek oyuncusuyla en güzel kadın oyuncusu olarak parmakla gösterilen çiftinin beraber oynadıkları filmler tam bir ütopya gibiydi. Birbirlerine şüphesiz çok yakışan çifti izlerken aynı zamanda dönemin en iyi romantik komedi filmlerine de tanıklık etmiş olduk.
2. Türkan Şoray&Kadir İnanır
Bize devlerin aşkını gösteren bu çiftin ismini gördüğümüz film afişlerinin yanında peçete satsak zengin olurduk. Filmlerini izlerken gözyaşlarımıza mani olamayacağımız bu filmlerde şimdilerde özler olduk. Yeşilçam’ın sultanının o bakışları bizim içimize kadar işledi hep. Kadir İnanır’ın “Al yazmalım!” deyişi ise hala kulaklarımızda çınlıyor.
1. Adile Naşit&Münir Özkul
En sıcak aile duygularını bize yaşatan tonton mu tonton bir anne ve gururun temsilcisi bir baba karakterleri üzerlerine yapışmıştı adeta. Neşeli Günler, Gülen Gözler gibi filmlerdeki çocuksu halleri bile sevildi. Onlar çift olmaktan öte bir aile olmayı bizlere öğretti. Aile içindeki çatışmalar gibi yaygın bir sorunu ele aldı. Her şeyiyle sembol olan bu çifti unutmamızdan değil ama unutturmamızdan korkuyoruz.
Yorumlar