mizahgastesi bardak
KÖŞE

Yolculuk – Bir Mini Öykü

İnsan, anlam arayışında olan bir varlıktır.

– Platon

Havanın henüz karardığı saatlerde dışarı çıkmıştım. Aslında bunun için tek amacım vardı: bir paket tütün alıp elimdeki son üç daldan birini rahatça çayın yanında içebilmek. Ancak yolda yürüdükçe amaçlar katlanmaya başladı. Sokakta dokunulmaz olmak için tehlikeli görünmek gerekirdi. Bunun için ya çıldırmışçasına gülmeliydim ya da kızgın bir ifadeyle burnumdan solumalıydım. Gözlerim oldukça kısık bir şekilde ikinci seçeneği uygulamaya koyuldum. Çok hafif sendeleyerek dokunulmazlığımı tescil etmek sorun değildi. Yıllardır içinde olduğum sokakta tehlikeli olmaya çalışmanın beyhudeliğini sorgulamayın.

Hâlâ farklı amaçları yoluma katarak devam ediyordum. Aklımda birikmiş tonla soru sanki ara sıra geçtiğim bu kaldırım aralarına tohum olarak ekilmiş gibiydi. Gelecek kaygılarımı uzun zamandır sokaklara terk etmiştim. Defalarca kez izlediğim film replikleri ve şarkı sözleri de karşı kaldırımdan bana el sallıyorlardı. Ad’ımı her adımda taşımakta zorlanırken yürümemi yavaşlatmam kaçınılmazdı. Hızlanmam bu sağlıksız vücutla beni dışarıdan daha aciz gösterecekti.

Neyse ki hiçbir soru için cevap bulmam gerekmiyordu. Yüzyıllardır insanlar zaten farklı sorunlardan defalarca kez bahsedip bir kez bile sağlıklı bir çözüm bulmaya yeltenmemişti. İklim değişikliği, yolsuzluk, ırkçılık, savaş, kısıtlı kaynakların adaletsiz dağıtımı ve cahillik bile bir çözüm aşamasına gelmemişken ben kaygılarımı çözmeye niye bu denli çaba göstermeliydim ki? Üstelik nesiller boyu devam eden bu sorunların yanında benimkiler sadece benim yaşadığım süre boyunca kalacaktı.

Dünya’da geçici olduğumu bilmem bence muhteşem bir şeydi, aynı zamanda müthişti. Öyle ki Dünya’nın bile eninde sonunda yok olduğunu bilmek insanları nasıl tedirgin etmiyor anlamış değildim. Bu Dünya’ya unutulmaz izler bırakan siyasetçiler, sinema yıldızları, reklam jingle’ları bile bir gün kimsenin umurunda olAmayacak. Gerçekten yaşamlarımızın ve ölümlerimizin gerçeklikte bu kadar basit görünümüne nasıl kutsal anlamlar yükledik, anlamış değildim. İyi ki insan olarak “anlam” diye bir şeyi keşfettik ya da icat ettik! Yoksa, şu anda bu yazıya ayıracak bir zamanınız bile olmayacaktı. Bu anlam denilen şey toplamda 500 metre bile sürmeyen kısa yolculuğumu mahvetti ancak en azından yakacak bir tütünüm vardı. Yaktım, çektim, üfledim. Dışarı doğru kısa, içeri doğru uzun bir yolculuktu. Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm.

Mustafa Sercan Aydın
İçerik Editörü / TDK Amiri

Teşbihimde 1 Hata Var

önceki yazı

İngilizce Öğrenmek İçin İzlenecek Yabancı Diziler

Sonraki Yazı

Yorumlar

Yoruma Kapalı.